Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Biyografi
Kitaplar
Makaleler
Aktüel
Akademik
English
Arabic
Diğer Diller
Programlar
Televizyon
Radyo
Youtube
Yazışmalar
Tüm Sualler
Sual Başlıkları
Sual Gönder
TR
EN
AR
Biyografi
Kitaplar
Makaleler
- Aktüel
- Akademik
- English
- Arabic
- Diğer Diller
Programlar
- Televizyon
- Radyo
- Youtube
Yazışmalar
- Tüm Sualler
- Sual Başlıkları
- Sual Gönder
Suallerde, makalelerde, programlarda arama yapın.
Makaleler
Yazışmalar
Programlar
Sual Başlıkları
“
Dört Halife Devri
”
için arama neticeleri gösteriliyor
Sual: Müt’a nikâhı Hazret-i Ömer tarafından neden kaldırıldı? Câbir bin Abdullah’dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerife göre: “Biz Hazret-i Muhammed ve Ebubekir zamanında bir avuç hurma karşılığında kadınlar ile geçici nikâhlar yapardık. Hazret-i Ömer bunu Amr bin Hurays hâdisesinden sonra kaldırdı.” Amr bin Hurays hâdisesinde neler oldu?
Cevab: Müt’a nikahı Câhiliye devrinde, yani Hazret-i Peygamberin peygamberliğini ilan edişinden evvel câri idi. Hazret-i Peygamber, böyle bir nikâh yapmadı. Yapılmasını emretmedi. Kur’an-ı kerimde Mü’minûn suresinin altıncı âyetinde üstü kapalı da olsa müt’a nikâhının câiz olmadığı bildirildi. Hayber gazâsında Hazret-i Peygamber müt’a nikahını yasakladı. Bunu başta Hazret-i Ali olmak üzere çok sayıda sahabi bildiriyor. Bunun yasaklandığını bilmeyenler, bilmediği için yapanlar da vardı. Hazret-i Ömer zamanında, sahabiler toplanarak, Hazret-i Peygamberin müt’a nikâhını yasakladığını, dolayısıyla müt’a nikâhının câiz olmadığını müzâkere ederek karara bağladılar. İcma’ya vardılar. Müt’a nikâhını Hazret-i Ömer yasaklamadı. Hazret-i Peygamber tarafından yasaklandığı onun zamanında ilân edildi. Hazret-i Ömer’e düşmanlıkları sebebiyle böyle şeyler uydurup kendisini suçlayanlar vardır.
21 Haziran 2010 Pazartesi
Sual: Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek adlı kitabının (42. Baskı) 58. sahifesinde, "Saraya sızdığı öğrenilen Hurufilere karşı Veziriazam Mahmud Paşa ve Edirne'de Üç Şerefeli Câmi'de müderrislik yapan müftü Fahreddin-i Acemî derhal harekete geçmişler; müftü hem Hurufîlerin yakılması için fetvâ vermiş; hem de bizzat diri diri ateşte yakılmalarını gerçekleştirmiştir" diye yazıyor. Osmanlı Hukuku'nda teorik veya pratik olarak yakarak cezalandırma mevcut mudur?
Cevab: Zındıkların yakılacağına dair ictihadlar var ise de, makbul değildir. Nitekim Hazret-i Ali zındıkları yakmış; "Ateşle azap ancak Allaha mahsustur" hadis-i şerifini söyleyince, bunu işitseydim, yakmazdım buyurmuştur. Hurufîler yakılmamış, öldürülmüştür. Osmanlı klasik metinlerinde yakmak, zındığı öldürmek demektir. Çünki ölünce cehenneme gidecektir. Osmanlı hukuk tarihinde idam cezaları eşkiyalıkta asarak, bunun dışında en seri öldürme şekli olan başını keserek infaz olunuyor.
8 Nisan 2012 Pazar
Sual: Peygamber efendimiz "aleyhissalâtu vesselâm" vefat ettiği zaman 20 bin kişinin mürted olduğu doğru mudur? Zira Eshâb-ı kirâm "aleyhimürrıdvan" efendilerimizin hepsinin cennetlik olduğu bildiriliyor.
Cevab: Bu meşhur bir hâdisedir. Hazret-i Peygamber’in vefatının ardından Arab kabilelerinden binlerce kişi mürted oldu. Zira iman kalblerine tam yerleşememişti. Ama sonra tevbe edip tekrar imana geldiler. Mürted olup tevbe etmeyenlerin vaktiyle münafık oldukları söylenmiştir. Âyet-i kerime ve hadîs-i şeriflerin gelişinden Eshâb-ı kiramın cennetlik olduğu anlaşılıyor; ama kimin sahâbî olduğunu katiyetle bilmek mümkün değildir.
23 Haziran 2012 Cumartesi
Sual: Hazret-i Ali’nin hutbede cemaate hitaben mahdumu Hazret-i Hasen’e kızlarını vermemelerini söylemesinin sebebi nedir?
Cevab: Hazret-i Hasen çok güzeldi. Herkes kızını ona vermek için yarışırdı. O da kendisine uzanan eli geri çevirmez, evlenip, yenileriyle evlenebilmek için öncekileri boşardı. Bir kızı alıp sebepsiz boşamak câiz ise de, hoş birşey olmadığı için Hazret-i Ali onları ikaz ediyor. Onlar da o öyle yüksek bir zâttır ki, bizim kızımızı alsın da, isterse boşasın dediler ve evlendirmeye devam ettiler. Zira Hazret-i Peygamber ile akraba olmak büyük bir şereftir.
30 Ağustos 2015 Pazar
Sual: Kadın, orduda muharib olarak yer alıp, savaş idare edebilir mi? Bazıları Hazret-i Âişe'nin idare ettiği Cemel Vak’asından hareketle caizdir diyor.
Cevab: Umumi seferberlik olmadıkça, kadınlar harbe, cihada çıkamaz; orduda yer alamaz. Ordu kumandanı hiç olamaz. Cemel Vak’ası harp değil; Hazret-i Âişe kumandan hiç değildi.
26 Nisan 2016 Salı
Sual: “Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer’in hilafete seçilmeleri haklı değildi demek, bid’attir. Hilafete hakları yok idi demek ise küfürdür” ifdaleri arasındaki farkı nasıl anlamak gerekir?
Cevab: Halifelik yapabilecek vasıfları vardı; ama Hazret-i Ali’nin halife olması gerektiği için bunların halife olmamaları lâzımdı derse ve yanlış da olsa bir delili te’vil ederek böyle söylerse küfr değil, bid’at olur.
27 Mart 2017 Pazartesi
Sual: Asr-ı Saadet’te Hicaz’da hangi paralar kullanılıyordu?
Cevab: Hazret-i Peygamber zamanında Bizans, İran ve eski Arap altın ve gümüş paraları tedavül ederdi. Altın paraya dinar; gümüş paraya dirhem adı verilmiştir. Meskukat denen bu basılı paralar yanında, basılmamış altın ve gümüş parçaları da tartarak kullanılırdı. Hazret-i Ömer ortalama ağırlıkta tek bir dirhem kabul etti ve önceleri çekirdek şeklinde çıkan dirhemlerin de, bilinen şekilde ilk yuvarlak baskısını yaptırdı. Hazret-i Osman, hicretin 28. senesinde Taberistan’ın Hertek şehrinde bu hesap üzere ilk altın ve gümüş İslâm parasını bastırdı. Üzerinde bastıranın ismi yazan ilk parayı, Emevi halifesi Abdülmelik kestirtti.
29 Mayıs 2017 Pazartesi
Sual: Sıffin muharebesinde sahabe olmayanlar da yer aldılar. Sahabe ile savaşmanın hükmü nedir?
Cevab: Sahabe, peygamberlerden sonra herkesten üstündür Ama bu, içtihat edemeyecekleri mânâsına gelmez. Sahâbe ictihadında isabet eder veya yanılır. Sahabe ile savaşmanın başka insanlarla savaşmaktan bir farkı yoktur. Çünkü sahabenin üstünlüğü umumidir Bunun dışındaki hususlarda diğer insanlardan farklı değildir. Sahabe olan birisi, bir başkasını öldürmek üzere üzerine yürüse kendisini koruyamayacak mı? Sahabeye zatından dolayı düşmanlık âfettir. Sıfatından dolayı ise, zarar vermez.
23 Kasım 2017 Perşembe
Sual: Hazret-i Ali ile Muaviye arasındaki ihtilafta, “İki halifeden, sonrakini öldürünüz” hadisini tatbik etmek yerine hakem tayinine gidildi?
Cevab: Harb bu sebeple çıkmıştı. Ali, bu sebeple Muaviye ile muharebe etti. Sıradan biri değildi ki tutup idam etsin; Şam valisi idi, ordusu vardı ve sahabenin ekserisi onun tarafında yer almıştı. Bunlar sahabenin ictihadına ait mevzulardır. Radıyallahü anhüma.
7 Şubat 2020 Cuma